• Favorilere Ekle





TSF Satranç Ligleri Talimatı

TSF SATRANÇ LİGLERİ TALİMATI
 
“Düzenlemeyi üretenler de güçlük içerisindeydi…”

 “Bir oluşumu veya durumu düzenleme, aydınlatma amacıyla konulmuş kuralları, yazılı düzenlemeleri yani ‘mevzuatı’ okuyup anlamada bazen güçlük çekilir. Bu, ya yazılı düzenlemenin dilinden kaynaklıdır ya da o konuya uzak, ilgisiz olunmasındandır.”
 
‘Mevzuat Okuryazarlığı’ başlıklı yazıda böyle bir bölüm var. Güçlük çekenler kimi zaman salt düzenlemenin hedef kitlesi değildir. Düzenleyicilerin de güçlük çektiğine çokça tanık olunmuştur. Yazılı düzenlemeleri oluşturanlar - ‘üretenler’ yani kural koyucularla bu düzenlemelerden yararlanarak iş ve işlemleri yürütenler, uygulayıcılar yani ‘kullananlar’ da ‘okuryazar’ olmalıdır. Üretenler konuya uzak ve ilgisiz olduğunda ortaya çıkan düzenlemenin hukuksuz ve uygulanamaz bir metin halini alması da kaçınılmazdır.

Biraz oradan, biraz buradan alınarak oluşturulan ‘TSF Satranç Ligleri Talimatı’ böyle bir düzenleme olarak karşımıza çıktı. Maddeler arasında ilişki kurmakta güçlük çekilirken, başka düzenlemelerle olan uyumu da oldukça sıkıntılı. Bu ilk değildir. İlgilenenler anımsayacaktır. Temsilcilikler ve Antrenör talimatlarıyla Çevrimiçi Yarışmalar Prosedürü ve Temsilcilikler Yönergesi de çelişkilerle dolu, uygulanamaz maddelerinin olduğu düzenlemelerdi. Bunlar da eleştirilmiş, doğrusu anlatılmaya çalışılmıştı. Ama okumadılar. Dikkate almadılar. Yine aynı hataları yaptılar.

Federasyonumuz, talimat ve benzeri düzenlemelerinde, düzenlemenin künyesine yer vermemektedir. Yönetim kurulunun karar tarih ve sayısı, düzenlemenin kodu, yayın ve uygulama (yürürlük) tarihi, varsa güncelleme tarihiyle kaçıncı güncelleme olduğunun kullananlar tarafından bilinmesi gerekir. Sanırım bu konudan da uzaklar.
Ligler Talimatı
Talimatı federasyon başkanı yürütürken uygulamada ‘federasyon’ ve ‘yönetim kurulu’ gibi organların işaret edilmesi doğru seçimlerdir. Ancak, atanmış kurulların belirleyici noktada öne çıkarılması da kabul edilir bir yeğleme olmamalıydı. Federasyon yönetimi önerecek ve karar verecek yetkinlikte değil midir yoksa?
 
Satranç temelde bireysel bir spor dalıyken, birden çok oyuncunun ‘takım’ adı altında katıldıkları yarışmalar lig olarak anılır. Oyuncuların elde ettiği bireysel sonuçların bir arada yorumlanması da takımın puanını belirler.

Talimatın amacı “Türkiye satranç liglerinde yer alan kulüplerin katılacağı yarışmaların gerçekleştirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek...” olarak belirtilmiş. Kulüplerin sporcuları bireysel yarışmalara da katılır. Talimatta egemen anlayış takım yarışmalarına yönelik düzenlemeleri içeriyor. Lig anlayışı nedir talimatta tanımlanmamış. Burada geçen ‘satranç ligleri’ kavramıyla Türkiye Şampiyonası niteliğindeki yarışmanın da lig sınıflaması altında anılmamalıydı.

Öneri ve onay
Teknik kurulun önerisi ve federasyonun onayıyla belirlenecek usul ve esaslar sıralanırken yeterince açık ve uygulama ölçütüne yer verilmemiş bir alt madde dikkati çekiyor. Talimatın 6. maddesinde “Satranç sporunun gelişimine fayda sağlayacak etkenlerin olduğu düşünülen kulüplerin ve/veya lige katılmak isteyen kulüplerin liglere katılabilmesine karar vermek…” gibi zor bir tümce kurularak bir alt madde oluşturulmuş. Alt maddenin son derece kapalı, ölçütleri belli olmayan, kişilerin yeğlemesiyle uygulamasına yön verilebilecek bir biçimde kaleme alınmış olması nasıl kabul görür? Fayda sağlayacak etkenler nelerdir? Hiçbir objektif ve ölçülebilen ölçütlere dayanmadan salt fayda sağlayacağı düşünülerek bir kulüp lige nasıl alınır? Burada kararı kim verecektir? Öyle ya, sağlanacak faydayı yine teknik kurul düşünerek önerdi. ‘Federasyon’ olarak yapılan nitelendirmeyle Federasyon Başkanı mı işaret edilmektedir? Yönetim kurulu neden bunları düşünemiyor ve salt önüne gelen öneri üzerinde karar vermekle yetiniyor?  

Liglerdeki sporcu sayısının belirlenmesi” de teknik kurulun önerisiyle yönetim tarafından kabul görecek maddelerden biri. Yönetim kurulu bu konuda da mı yetkin söz söyleyemeyecektir? Liglerdeki sporcu sayısı ne demek? Burada takımlardaki masa sayısından, maça çıkacak oyuncu sayısından söz ediliyor olsa gerek. Başlarken konuyla ilgisiz olmaktan söz edilmişti. İlgisiz olmak işte böyle bir şey.

Aynı maddede olağanüstü durumlarda liglerin ve kulüplerin durumları hakkında yönetim kurulunun son bir karar verebileceğine yer verilmiş. Olağanüstü durumların neler olduğuna talimatta yer verilmemiştir. Hâl böyle olunca bu alt madde nasıl uygulanacaktır? Olağanüstü olarak kabul edilecek bir durum ortaya çıktığında bu düzenlemede yer verilmemiş yeni durum için nasıl karar verilecektir?

Olağanüstü olduğu düşünülen durumlar gerekli unsurları dikkate alınarak (dış kaynaklı olma, kaçınılmaz olma ve öngörülemez olma) tanımlanmalıdır. Yasa ve benzeri düzenlemelerin genel hükümleri arasında ‘zorlayıcı neden’* tanımlanır. Bu durumda yönetim düzenlemede yer almayan yeni durum için karar verir. Olağanüstü durumlar tanımlanmadan maddenin uygulanırlığı yoktur. 6. madde çelişkilerle dolu ve sorunludur.

Yabancı sporcu
Federasyonumuzun lisans talimatıyla düzenlenmesi gereken konuları bu talimatın içine taşıması ne denli doğru olmuş bu da başka bir yan. Yürütmeyi sağlayan düzenlemeler dinamik yapıdadır. Süreç içinde güncellenebilir. Böyle olması çok da doğrudur. Güncelleme sırasında yeni hükümler eklenirken bazı hükümlerin düzenlemeden çıkarılması da olağandır.

Federasyon lisans talimatı güncellendiğinde, önceki düzenlemede var olan uluslararası rating derecelendirme listesi (ELO listesi) öne alınarak yapılmış sporcu tanımlamasına yönelik hükümler düzenlemeden çıkarılmıştı. Bu bir hataydı. Düzenlemeler güncellenirken maddelerin geçmişi ve öyküsü de mutlaka dikkate alınmalıdır. Bazı hükümleri düzenlemeden çıkarırken düşünmek, bazı soruları sormak gerekir: “Şimdi ne olacak? Bu yeni hükümlerle kişilerin hak ve hukukunda kayıplar olacak mı? Olacaksa bunlar nasıl giderilecek?” Bu sorular önemlidir.

Bu kez lig talimatı içinde de olsa ELO listesine dayalı olarak sporcuların tanımlanıyor olması yine de bir kazanım olmuş. Olmuş ama 8. madde düzenlenirken “Aksi yarışma yönergesinde belirtilmedikçe,” denilerek yarışma yönergelerine talimatın üstünde bir güç tanımlanmış. (Öteden bu yana bu tür maddelere hep karşı çıktığımı da belirtmek isterim.) Bu hükme göre; yarışma yönergesinde yer verilerek, rating listesinde adının karşısında ‘TUR’ yazmayan sporcular, sportif anlamda ‘Türk sporcu’ sayılabilecek midir?

Liglere ait yarışma yönergelerinde lisans ve vize işlemlerinin lisans talimatı hükümlerine göre yapılacağına yer verilmiş. İşaret edilen lisans talimatı. Ancak o talimatta ELO listesine dayalı sporcuların tanımlamaları yok. İşlemler nasıl yürüyecek o zaman?  

Kulüplerin yabancı sporcu transfer işlemlerinde sorun yaşadığını federasyonun müjde verir gibi yer verdiği haberinden anlıyoruz. Kulüplerin tek ve önemli sorunu, yeni lisans talimatıyla sporcu için ülkemizde oturma izni istenmesinden kaynaklanıyor. Daha önce ülkemizde oturma izni istenmeden 8-10 gün için ülkemize gelen yabancı sporcular kulüplerinde yer alarak ligde oynayabiliyordu. Federasyon lisans talimatında yapılan değişiklikle bu olanak ortadan kaldırılmıştı. Talimatta bu konuya 10. maddede yer verilmiş. Haberde, yeni talimatla sorunun çözüldüğünden söz ediliyor. Gelin görün ki maddenin dili ve ruhu hiç de öyle söylemiyor. Öğrenci belgesi, ailenin ikametgâhı, vize, oturum belgesi ya da vizesiz gibi Türkiye’de bulunma hakkına sahip olmadan yabancı sporcular yine satranç sporcu lisansı edinemiyor. Bu düzenlemenin neresi müjde?

Hükmen yenilgi
Biraz oradan biraz buradan denilerek, bu kez de yarışmalar talimatında yer alan ‘hükmen kaybetme’ maddesi hiç gerek yokken kopyalanarak ligler talimatına 16. madde olarak yapıştırılmış. Yarışmalar talimatında da yer alan bu maddedeki bazı alt maddeler çok eskimiştir. Maddenin yıllar içerisinde güncellenmesi, günümüzün spor anlayışına uygun hale getirilmesi gerekirdi. Örneğin oyun salonundan çıkarılmak istenen sporcu, antrenör veya kulüp yöneticisinin oyun salonunu terk etmemesi durumunda takımın hükmen yenik sayılıyor olması, iki kez hükmen yenilgi alan kulübün bir alt lige düşüyor olması gibi.
 
Yarışma salonunu terk etmemek bir disiplinsizlik durumudur. Bu durumda olanlara birey olarak yaptırım uygulanabilir. FIDE Satranç Kuralları bu konuda hakeme görev de vermiştir. Ancak, böylesi bireysel disiplin durumları takıma doğrudan yaptırım olarak yansımamalıdır.

İki kez hükmen yenilgi alan bir sporcu, İsviçre Sistemi eşlendirme kurallarının uygulandığı etkinliklerde eşlendirme listesinden çıkarılırken Berger (döner) eşlendirme yapılan etkinliklerde rakipler sonraki turlarda hükmen kazanır. Sporcular her iki sistemde de yarışmanın final listesinde mevcut puan sırasında (derecelendirmede yer verilmeyerek)  yerini almaya devam eder. İki kez hükmen yenilgi alan takım için de artık aynı uygulamanın yapılıyor olması doğru bir uygulama olacaktır.

Liglere ait yarışma yönergelerinde iki kez hükmen yenilgi alan takımın yarışmadan çıkarılacağına (talimata göre bir de küme düşürülecek), bununla yetinmeyerek 2.000.-TL’de yaptırım uygulanacağına hükmedilmiş. Aynı nedenle takıma iki ayrı yaptırım uygulamak da ne oluyor?
Tahkim
Düzenlemenin bu halinden zarar görecek kulüpler ve sporcular olabilecektir. Federasyonumuz iyi niyetle yaklaşarak talimat üzerindeki eleştirileri her zaman olduğu gibi dikkate almayacak, düzenlemeyi güncellemeyecektir. Federasyon yönetimi bir kez olsun “Bu hatalar, eleştiriler neden oluyor? Düzeltin bunları!” demez mi hiç? Düzenlemeleri üretenler ‘en yüksek ruh durumuna erişmiş’ sanki.

Liglerde yer alacak kulüpler düzenlemedeki uygulanamayacak maddelerle ağır sonuçlar doğuracak hükmen yenilgi gibi maddelerin iptali için Tahkim Kuruluna etkili bir başvuru yaptığında sonuç alınması kaçınılmazdır.

Talimat, Prosedür ve Yönerge gibi yazılı düzenlemeler oluşturulurken, kullanıcıların neyi nasıl anlayacağına, nasıl değerlendireceğine dikkat edilmelidir. Düzenlemenin maddeleri arasında bir sıra ve bütünlük olması önemlidir. Başka düzenlemelerle ilişkilendirildiğinde de bir çelişki olmamalıdır. Üretenle kullanan arasına başka bir görüş ve yorum girmeden, buna gerek duyulmadan, oluşturulmuş düzenlemeler her zaman daha kolay uygulanabilecektir.
 
 
(*) Zorlayıcı Neden (mücbir neden / force majeure)
İdare hukukunda hukuki ilişkinin tarafları arasında yasadan veya sözleşmeden doğan karşılıklı her türlü görev ve yükümlülüklerin tamamının veya bir kısmının, tarafların kendilerinden veya kurumlarından kaynaklanmayan nedenlerle yerine getirilemeyeceği, yerine getirilmesinin aşırı oranda güçleştiği, önceden kestirilmesi olanaklı olmayan ve karşı konulamayan dış kaynaklı durumlar olarak tanımlanır. Gereken unsurları: dış kaynaklı olma, kaçınılmaz olma ve öngörülemez olma.
 
21 Haziran 2023
 
IA&IO Tahsin AKTAR
 
İlgili Kaynak
 
Benzer Makaleler
Çevrimiçi Yarışmalar Prosedürü                          

Yorumlar - Yorum Yaz