• Favorilere Ekle





Mat Var!

"Mat Var!" 

Masada kazanamayan oyuncunun puanıdır belirleyici olan.
 
 Örneğimiz 90 dakika ve her hamlede 30 saniye eklemeli tempoyla oynanan bir takım yarışmasından edinildi. “Takımın dördüncü masa oyuncusu maçını kazanmış olmanın rahatlığıyla masasından ayrıldı (1-0). Takımının masalarına bir göz atarak salondan çıkarken, birinci masadaki maçta kendi takım arkadaşının oyununda mat gördü. Hemen, istemese de, “Mat var!” diyerek seslendi. Hakem, maçı bitmiş bu oyuncunun davranışını beğenmedi doğal olarak. Oyuncuyu cezalandırdı. Cezayı da biten maçın sonucunu değiştirerek uyguladı (0-1).
 
Birinci masada siyah taşlarla oynayan oyuncu da az sonra mat hamlesini yaparak oyunu kazandı (0-1). Hakem bu oyuncunun çevreden etkilendiğini öne sürerek sonucu kabul etmedi. Bu oyuncunun da cezalandırılmasının gerektiğini düşündüğünden olacak ki oyunun sonucunu (1-0)olarak kabul etti.
 
Sonra ne mi oldu? Hem yarışma salonu hem de sosyal medya karıştı tabi. Ama gelin görün ki, yarışmanın başhakemi ve gözlemcisi yapılan uygulamanın doğruluğundan şüphe duymamış olsa gerek, her iki maçın sonucu böyle tescil edildi.
  
Bu örnek olay Ulusal Hakem ve Kıdemli Antrenör Turgay ATİLLA’nın paylaşımıyla bir zaman önce sosyal medyada tartışıldı. Çeşitli görüşler doğdu. Bana da sordular, “Neden görüş belirtmiyorsun hocam?” dediler. Peki o zaman.
 
Paylaşımlar
Önce paylaşımlarda ileri sürülen bazı görüşlere yer vermek istiyorum:
  • “Birinci masada oynanan maç tekrar edilir.”
  • “Birinci masadaki maçın sonucu değiştirilmez.”
  • “Dördüncü masada mat var diyen oyuncunun maçının sonucu değiştirilmez. Başka bir yaptırım uygulanır.”
  • “Dördüncü masada mat var diyen oyuncuya sıfır verilir ama rakibinin sonucu değiştirilmez.”
  • “İtiraz kurulu oluşturulmalıydı.”
İzlendiği gibi, üzerinde ortak anlayış oluşmuş bir görüş yok. Örnek olayı kurallara dayalı olarak çözümlemeye çalışacağım. Ancak, çözümlememde bazı yaptırım kararları var ki değerlendirme yapanlar göreceli olarak değişik yaptırımlar öngörebilecektir. Bunu anlayışla karşılarım. ‘Yaptırım Hukuku ve Stratejisi’ başlıklı yazıda ortaya konulan anlayış bu yazıda önde olacaktır. Bilinsin isterim.
 
Yaptırım stratejisi
Dördüncü masada beyaz taşlarla oynayan oyuncu bu örnek olayda ‘en aktif’ biçimde değerlendirilecek olan oyuncudur. Oyunu bittiği için madde 11.4’e göre ‘izleyici’ konumundadır artık. Ama oyuncuların bu yeni statüsü ceza almalarına engel olmaz. Bu oyuncu için de böyle olacak.
 
Oyunu bitmiş bir oyuncu için yaptırım stratejisi anlayışına göre ‘pasif duruşta’ diyebiliriz. Oyun salonunda takım arkadaşına pozisyon anımsatması karşısında (doğrudan bir hamle seslendirilmemiş olsa da), bu oyuncu için de pasif duruşta diyebilir miyiz? Oyun salonunda yaşanan bu davranış suçtur. Oyuncu suçun oluşumunda en öndedir. Böyle davrandığı içindir ki, ilk bakışta pasif duruşta olduğu düşünülse de, ceza uygulamasında ‘aktif’ durumda bulunan oyuncular gibi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Öyleyse her oyunu biten oyuncu yaptırım stratejisi karşısında her zaman pasif duruşta olmayacaktır. Böyle bir çıkarım yerindedir.
 
Yaptırımlar
Uygulanacak yaptırımları izleyelim.
Dördüncü masa oyuncularının durumu
Oyuncuların dış kaynaklı bir müdahaleyle rahatsız edilmesi yasaktır. Madde 12.5’in ruhundan bunu anlayabiliriz. Dördüncü masada beyaz taşlarla oynayan oyuncu birinci masadaki oyuna dış kaynaklı bir müdahalede bulunmuştur. Üstelik bu müdahale bir konumu belirtme biçimindedir. Bu oyuncu, örnek olayın gelişimine göre, dördüncü masada oyunu kazanmıştı. Hakemin kazançla biten bir oyunda oyunculara ceza verirken dikkatli davranması gerekirdi. Masada oyunu kaybettiği bilinen, kazanamayan bir oyuncuya başka nedenlerle madde 12.9’un eseri olarak dahi ‘bir’ puan verilmesi doğru değildir. Maçın siyah taşlarla oynayan oyuncusu için masada oluşan maç sonucu korunmalıdır.
 
Beyaz taşlarla oynayan oyuncuya madde 12.9 uyarınca göreceli olarak şu yaptırımlardan birini uygulamak ‘yerinde, orantılı ve yeterli’ olacaktır.
  • Madde 12.9.5’e göre puanı azaltılarak (½) veya (0) olarak yeniden belirlenebilir. Bu durumda maçın sonucu (½ - 0) veya (0-0) olabilecektir.
  • Madde 12.9.8’e göre bir tur eşlendirme dışı bırakılabilir.
  • Madde 12.9.9’a öre yarışmadan çıkarılabilir.
Göreceli de olsa oyuncunun yarışmadan çıkarılmasını ‘orantılı’ görmediğimi belirtmeliyim. Örnek olayın gelişimine göre doğrudan bir hamle söylememiş olmasını ‘hafifletici etmen’ olarak görürüm. Madde 12.9.1’göre uygulanacak olası yaptırımın ‘uyarı’ olarak belirlenmesi de, yaptırımı ‘orantılı’ kılmayacaktır.
 
Uyarı!
Olası durumda madde 12.9.8 veya madde 12.9.9 yaptırım olarak uygulandığında, aynı suçtan iki kez yaptırım uygulamamak adına, masada oyunun sonunda oluşan maç sonucu geçerli kılınmalıdır. Öyle durumlar vardır ki; örneğin, uygulanacak yaptırımla oyuncunun maç sonunda edindiği puanı madde 12.9.5’e göre azaltılabilir. Hemen bunun ardından yeni bir davranış gösteren oyuncu bu kez de madde 12.9.9’a göre yarışmadan çıkarılabilir. Peş peşe oluşan durumlar karşısında uygulanan iki ayrı yaptırımla, örnek olayın gelişimiyle ortaya konulan yaptırım karıştırılmamalıdır!
 
Birinci masa oyuncularının durumu
Birinci masadaki her iki oyuncu da gerçek anlamda pasif duruştadır. Bu nedenledir ki tahtada oyun sonunda edinilen maçın sonucu değiştirilmemelidir. Mat ile biten oyun çok özel bir sonuçtur. “Mat var!” diyerek seslenilmiş olması karşısında oyuncular dış kaynaklı olarak rahatsız edilmiştir. Bu açıktır. Madde 12.5’e göre birinci masadaki oynayan rakip oyuncuya ek süre verilebilirdi. Doğrudan hamle söylenmemiş olması karşısında hakem daha duyarlı davranabilirdi.
 
Doğrudan hamle söylenmiş olsa bile masadaki oyuncunun yine de pasif duruşta olduğunu kabul ederim. Hakem, dış kaynaktan söylenen hamleyi oyuncunun da görebileceğini düşünebilmelidir.
 
Başhakem ve gözlemcinin durumu
Örnek olayın başhakemi ve gözlemcisi için de bir çift sözümüz olmalı.
Örnek olayın anlatımında başhakem ve gözlemcinin de verilen bu kararlara söyleyecek bir şeylerinin olmamasını anlayışla karşılamak olanaklı değildir.
Başhakem;
  • Yarışmanın bu yönde gelişmesine izleyici kalmamalıydı.
  • Kuralların doğru biçimde uygulanmasını sağlamalıydı.
  • Yarışmanın gidişiyle ilgili olarak gelişmelerden haberdar olmalı, adaleti sağlamalıydı.
  • Doğru kararları vererek masada görev yapan hakemin verdiği kararları bozmalıydı.
  • Madde 12’nin dili ve ruhu bunlara izin vermektedir.
Gözlemcinin orada bulunuş amacı salt gelişmeleri gözleyip sonunda raporlaştırmak olmamalıdır. Gözlemci, başhakem ve diğer hakemlerin rolüne soyunmamalıdır elbette. Gözlemci, yarışmanın her aşamasında ters giden olayları ve böylesi yanlış kararları düzeltebilecek bir görev anlayışına sahip olmalıdır. Benzer durumlarda, gerektiğinde, deneyimlerini hakemlere aktarabilmelidir.
 
Hep birlikte uykuya dalmak felaket getirir.
 
 
18 Temmuz 2019
 
IA&IO Tahsin AKTAR
 
Benzer Makaleler                                                  İlgili Kaynaklar
Takım Turnuvaları ve Takım Kaptanları               FIDE Satranç Kuralları (Madde Açıklamalı)
Takım Kaptanı                                                         Yaptırım Hukuku ve Stratejisi
 
İlgili Makaleler

 

                                                                      


Yorumlar - Yorum Yaz