• Favorilere Ekle





Kuralın Dili ve Ruhu

Kuralın Dili ve Ruhu

Bu kural neden, hangi gereksinimden kaynaklı olarak getirilmiştir?

Bir düşünceye ve davranış sistemine yön veren, uyulması gereken temel ilkeler dizinine kural diyoruz. (TDK Büyük Türkçe Sözlük.) Konumuz satranç olduğunda temel kuralları da bilmek gerekecek.

Oyun Kuralları, Yarışma Kuralları, Unvan Kuralları, Etik Kurallar, Teknik Kurallar… daha başka kurallar da var. Ancak bunları saymak değil amacım. Bu kurallardan ne anlaşılıyor, anlaşılanlar, düşünülenler nasıl yorumluyor, nasıl uygulanıyor? Konumuz bu.

 Evrensel kurallar
1748’de Montesquieu ‘Kanunların Ruhu’ adlı yapıtıyla ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesini bir ‘teori’ olarak ortaya koymuştu. Yasama kuvveti yasaları yapar veya değiştirir. Yürütme kuvveti uygulamaları yerine getirir. Yargı kuvveti de uyuşmazlıkları çözer. Konumuz çerçevesinde baktığımızda anlamış olacağız ki yönetimler bu kuvvetleri paylaştıkları süreçte:
  • Evrensel kuralların yerine getirilmesi,
  • Yeni kuralların konulması,
  • Tüm kuralların uygulanmasıyla doğacak sorunların çözümlenmesi,
çok daha kolay olacaktır.
 
Yöneticiler kuralları uygulamakla yükümlüdür. Bu sırada evrensel olan temel kuralın iz bırakabilmesi için yeni kurallar da getirirler. Yeni kurallar yönergeler veya genelgeler yoluyla yaşama geçirilir. Oluşturulan bu yeni kurallar doğrultusunda her yolun ‘yasal’ kılınabileceği bir düzen kurulursa bu anda temel kuraldan, ‘hukuktan’ ayrılmak gibi bir tehlike doğar. Yönetimlerin çoğunlukçu değil, çoğulcu hareket etmesi beklenir. Çoğunlukçu davranan yönetimler kendi koydukları kurallar çerçevesinde hareket ederken, çoğulcu yönetimlerse evrensel kurallara uyarak hak ve hukuk çerçevesinde hareket ederler. Yönetimlerin çoğulcu ve hukuktan yana hareket etmesi özlenen ve beklenen bir sistemdir hiç şüphesiz.
 
Kesin hükümlere ‘salt doğru’ olduğu için değil ‘uyulması gerektiği için’ uyulur.
 
Kuralın dili ve ruhu
Düzenleyici kuralları bir hukuk metni olarak kabul etmek gerekir.  Bu metinlerdeki maddelerde yer alan hükümler kesindir. Bu kesin hükümlere ‘salt doğru’ olduğu için değil ‘uyulması gerektiği için’ (belki de salt kural olduğu için) uyulur. Ancak bazen öyle durumlar olur ki bu hükümler farklı yorumlara yönelebilir. Bu durumda bir alt hukuk kuralları (yönergeler, tebliğler…) yoluyla açıklanma gereksinimi doğar. Bunlar düzenlenmemişse üst normlar ve genel hukuk hükümleriyle bir yargıya varılır. Buna da ‘yorum’ denilir.
Kuralları yorumlamanın herkesin özgürlük alanında olmadığını düşünenlerdenim. Yorum, kuralların uygulanmasında önemli ve olması gereken bir etkidir. Kuralları yaşama geçirme ve kurallar arasındaki uyumun yorumla sağlanacağını düşünürüm.
 
Yorum getirmenin yöntemi
Bir kurala, kuralın bir maddesine kuralın özünden ve genel hukuktan ayrılmadan yorum getirmek isteniyorsa atılacak adımları görmek gerekecektir.
  • Kuralı ortaya çıkaran kaynaklar taranır.
  • Yorum getirilecek başlık için uygun yöntem seçilir.
  • Yorum getirmenin temel kurallarına bağlı kalınarak gerekli açıklama yapılır.
Kaynaklar
Kuralın, oluşumunda sağlanan kaynaklarda yer veriliş biçiminin bilinmesi önemlidir. Anayasa, yasalar, yönetmelikler kaynaklar arasında sayılabilir. Bu kaynaklar yazılı metinlerdir. Yazılı olmayan kaynaklar da olabilecektir. Konunun uzun zamandır benimsenmiş, uygulamanın da ‘gelenek’ haline gelmiş olması dikkate alınabilmelidir. Kaynakların taranması da çok önemlidir. Kaynaklarda her zaman istenilen sonuca varılamayabilir. O zaman da kuralın oluşumunda ortaya çıkan öğretilerle özel görüşler esas alınır. Bu bağlamda, anlayış ve konuyu kavrayışla oluşan düşüncelerden doğan sonuçlar işe yarayacaktır.
 
Yöntemler
Kuralların yorumlanmasında hukuki ve bilimsel çeşitli yöntemler uygulanır. Burada en çok işimize yarayacak temel iki yöntemi ele almayı düşündüm: ‘Kuralın Dili’ ve ‘Kuralın Ruhu’.
Bu iki kavram yorum getirmede esas olabilir.
 
Kuralın Dili (Lafzı): Bir kural maddesinin anlamı, bu maddede kullanılan sözcüklerle, sözcüklerin tümce içindeki yerlerine ve noktalama işaretlerine bakılarak saptanabilir.  Kuralda yer verilen sözcüklerle yoruma ulaşmak değil, sözcüklere bağlı kalınarak anlamlandırma yeğlenir. Kuralın ne dediğidir önde olan.
 
Kuralın Ruhu: “Neden” sorusunun yanıtını bulmak gerekecektir.
  • “Bu kural (veya maddesi) neden, hangi gereksinimden kaynaklı olarak getirilmiştir?
  • “Kuralın getirilmesinin gerçek nedeni, asıl amacı nedir?”
Gerekçe aranır. Kural koyucu çoğu kez yazılan kuralın gerekçesine yer vermez. O zaman da anlamada, anlamlandırmada güçlükler doğar. Gerekçeyi bilmek kuralın yorumu için ana yoldur. Buna ‘kuralın ruhu’ denilirse asıl gerekçeden söz ettiğimiz anlaşılır.
 
Anlamlandırma için işe yarayan başka yöntemler de vardır.
  • Çoğu kez diğer maddelerle ilişkilendirmeye, kuralın getirilişindeki sınıflandırmaya bakılır.
  • Tek tek maddeler üzerinde değil kuralın tümü üzerinde bir yargıya varmak gerekir.
  • Başka kurallarla birlikte ele alınarak bir bütün oluşturacak şekilde yorumlama gereksinimi ortaya çıkar.  
  • Kuralın geçmişi önemli olabilir. Daha önceki ele alınış biçimindeki dili araştırılır. Öteden beri var olan ‘hafıza’ burada öne çıkar.
  • Kuralın getirildiği zamanla uygulandığı zaman aralığında değişen anlayışlar öne çıkabilir. Bu kez uygulandığı zamanın gereksinimlerine bakılır.
Kurallar
Bu başlıktan yorum getirmenin de bir kuralının olduğu açıktır. Bir kural maddesinin yorumu için başka kurallarla veya maddelerle ‘karşılaştırma’ yapılması durumu doğabilir. Başka bir konuda oluşturulmuş bir kuralı, buna benzeyen ancak açıklanmasında hüküm bulunmayan başka bir duruma uygulamak olanaklıdır.
 
Kuralın tamamı için oluşmuş doğru olan yargının, maddeler için de doğru olacağı anlayışı yorum getirme kurallarından biridir.
 
Bir kural düzenlendiği alanda uygulanır. Aksi ile kanıtlamaya yönelik olarak, böyle bir düzenlemeden hareketle, yorum getirilecek duruma bir sonuç üzerinden bağlanılabilir.   Bu durumun dışında kalan diğer bütün durumlar, bu sonucun aksi hukuki sonuçlara tabi olur.
 
Maddelerin diline bakıldığında, her şey çok açık olarak belirtilmişse, farklı bir yorum getirilmesi beklenmez.
 
Olası sonuçlar
Yorum getirmek için uyulacak kurallarla atılacak adımları gördükten sonra mevcut, ortada olan örneklere bakmak gerekecek. Buradan hareketle ortaya çıkan anlayışı ve bu anlayışla yapılacak uygulamaları görmeye çalışalım.
 
FIDE Satranç Kurallarında, 5. maddede, ‘Oyunun Sonuçlanması’ anlatılır. Madde 5.2.3 oyuncuların aralarında anlaşarak berabere yapabilmelerinin olanaklı olduğunu bir koşul getirerek anlatır. Bu koşul da oyuncuların karşılıklı birer hamle yapmalarıdır. Maddenin diline bakıldığında, her şey çok açık olarak belirtildiğinden, farklı bir yorum getirilmesi beklenmez.
 
Madde, oyunun sonuçlanmasını ilgilendirse de ‘yorum yapma’ ilkeleri ve yöntemlerine uyulmadığından ilgisiz ve yersiz bir yorum mevcuttur. “Oyun sırasında beraberlikte anlaşabilecekleri ifadesinde, oyunun ne zaman başlamış kabul edileceği netleştirilmiştir. Karşılıklı en az birer hamle yapılmadığında …… oyun başlamış da sayılmayarak …” Tehlike bu sözcük diziniyle verilen yorumun uygulamasındadır. Yorumda maddenin oyunun başlangıcını ilgilendirdiği yönünde bakılmıştır. Hâlbuki madde oyunun bitişiyle ilgilidir. Madde 6.6 oyunun ne zaman başlayacağını, başlamış sayılacağını ortaya koyan etkili bir yarışma kuralıdır halbuki.
Hedef kitlesine fayda sağlayacağı düşüncesiyle hakem kurulu tarafından yayınlanan bu yorum nasıl yapılmıştır?
  • Gerekçe aranmamıştır.
  • Maddenin diline ve ruhuna uyulmamıştır.
  • Başka kural maddeleriyle uyum aranmamıştır.
  • Kuralın hafızası gözetilmemiştir.
Böyle olunca da yorum hatalı olmuştur.
 
Yine aynı kaynakta, FIDE Kuralları üzerine, birkaç yorum daha mevcuttur. Madde 4.5 ve 6.2.2 için yapılan yorumları bu maddelerle ilişkilendirmek olanaklı değildir. Bu yorumları, belki, başka maddelerle ilişkilendirmek daha doğru olacaktır. Ama yazım dilini düzeltmek koşuluyla.
 
FIDE Yarışma Kuralları, yarışmalar için eşlendirmeden organizasyona kadar pek çok alanda düzenleme getirmiştir. Burada İsviçre Sistemiyle eşlendirme için temel yarışma kurallarına da yer verilmiştir. Buna göre oyuncunun yarışmadan çıkarılması durumunda kuralın yazılışında seçilen sözcüklerle hareket edildiğinde uygulamada hataya düşülecektir.

“Bir oyuncu yarışmadan ayrılırsa, sonuçlar sıralama amacıyla çapraz tabloda kalacaktır.” Burada kullanılan ‘yarışmadan ayrılma’ durumunu, oyuncunun kendi isteğiyle ayrılmasına dayandırılarak yapılacak yorum temel hatadır. Bu yönde yapılmış bir yorum vardır. Buradan hareket eden yorumda oyuncu yarışmadan çıkarılırsa, ‘atılırsa’ sonuçların yarışma tablosundan da silineceği söylenir. Hatalı bir yorumdur tabi ki. Bu yorumda da:
  • Gerekçe aranmamıştır.
  • Maddenin diline bakılmış, ruhuna uyulmamıştır.
  • Başka kural maddeleriyle uyum aranmamıştır.
  • Kuralın hafızası gözetilmemiştir.
Örneklerde yer verilen yorumların yetkin kişiler tarafından yapılmış olması uygulayıcılar üzerindeki inandırıcılık etkisini çoğaltmıştır. Bu yorum ve bakış açısına uyan eğitimlerle hakem uygulamalarının olası sonuçları temelde sorun yaratmaktadır.
 
Bir yorumla sonuca ulaşılabilecek olması, olası hatalı yorumlarla yapılacak uygulamalar, sonuçları itibariyle sorun yaşatacaktır.
 
Bir de yarışma yönergesinde yer verilen maddeler üzerindeki uygulamayla ortaya çıkacak durumlara göz atalım.
 
“Satranç Süper Ligi takım sayısında herhangi bir durumda eksiklik olursa birinci ligden Yönetim Kurulunun belirleyeceği takım/takımlar davet usulü ile çağrılırlar.”
 
Ayrılma nasıl bir gerekçeye dayanıyor, uygulama nasıl olacak, kulüpler hangi yöntemle çağırılacak? Bunlar yazılı olmadığı için yorum yapmak gerekecektir.
  • Takım sayısının azalması herhangi bir nedene de dayansa yine alt ligden bir takım davet edilir mi?
  • Böyle olursa takımın ayrılmasının arkasında başka bir neden aramak gerekmeyecek mi?
  • Ayrılış keyfi mi?
  • Yönetim kurulu hangi yöntemle seçim yapacaktır?
Bunları maddenin dilinden ve ruhundan kaynaklı olarak anlamlandırmak olanaklı değildir. Yönetimin belirleyeceği anlayışa göre yapılacak davet sonrasında itirazlar ortaya çıkabilecektir. Alt ligden, örneğin 3 takım üst lige davet edilirse, bir alt ligdeki eksilme nasıl giderilecek ya da giderilmeyecek midir? Bunlar belli değildir. Bir yorumla sonuca ulaşılabilecek olması, olası hatalı yorumlarla yapılacak uygulamalar, sonuçları itibariyle sorun yaşatacaktır.
 
2.7. Şampiyona başlamadan önce ya da başladıktan sonra çekilen kulüp, bir sonraki etkinlik döneminde birinci ligde yer alır.
2.8. Hangi nedenle olursa olsun, iki tur karşılaşmalara çıkmadığı için hükmen kaybeden takımlar yarışmadan çıkarılır. Böylesi kulüpler, izleyen yıl birinci ligde yer alır.
2.10. Olağanüstü durumlar ve 2.7, 2.8, maddeleri ile ilgili nihai kararı Yönetim Kurulu verir.
 
Madde numaraları yarışma yönergesinde yer veriliş sırasıdır. İlk iki maddenin hükümleri, yarışma yönergesinin bir üst normu olan talimatlarla belirlenmiştir. Yönerge maddesi 2.10 amacını aşan bir madde olarak karşımıza çıkar. Yönetim kurulu tabi ki her düzenlemeye yetkilidir. Ancak, yarışma yönergesiyle yönetime yetki verilmez. Hatalı bir yorum yapılır da 2.10 maddesinin hükümleri uygulanırsa, yarışma sırasında veya sonunda, talimat değişmiş olacaktır ki bu da hatadır. Yönetim kurulu, iki tur karşılaşmaya çıkmamayı mı ortadan kaldıracaktır, yoksa hükmen yenilgi kavramını mı? Ya da bu takımların hangi ligde yer alacakları yeniden mi düzenleyecektir?
Yarışma yönergesiyle hatalı yoruma ulaşılırsa, oradan hareketle uygulamalarda hata yapılırsa, ulaşılan yorumda yapılan zincirleme hata temel hatanın kaynağı olacaktır.
 
Kuralın diliyle seslenmek ve yazmak da çok önemlidir. Söylemlerde kuralın dilinden ayrılmak farklı yorumlara yol açar.

Çarpıcı bir örnek: Başhakem turdan önce oyunculara sesleniyor: “ Tur başladığında sandalyenizde oturmuyorsanız maçı kaybetmiş sayılırsınız.” Anlıyoruz ki, aslında, yarışmada hükmen yenik sayılma süresi tanınmamış. Kuralın dilinden ayrılarak oyunculara bir anımsatmada bulunulmuş. Kural bize turun başladığının duyurulduğu sırada oyuncunun masasında olması gerektiğini söylüyor. Aşırı bir yorumla başhakem, oturmuş olmanın zorunluluğunu vurguluyor. Turun başladığının duyurulduğu sırada masasının başında ama henüz ayakta duran oyuncunun durumunu nasıl yorumlayacağız şimdi? 
 
Hakem Talimatında, hakemlerin lisanslarını her sezon vize ettirmeleri gerektiği yazar. Bu bir gerekliliktir. Kuralın dili vize işlemini gerek koşul olarak ortaya koymuştur. Bu maddenin arkasında artık yeni bir madde aranmayacaktır. Yani talimatta lisanslarını vize yapmayan hakemlerin nasıl değerlendirileceğini aramak çok da anlamlı olmayacaktır. Çünkü lisans vizesi gerek koşuldur. Bu ele alış biçimi kural yazmanın tekniğidir. Aksini başka talimat veya prosedürlerde aramak gerekir. Örneğin, disiplin talimatında bu durumu değerlendirecek bir madde bulunmaktadır. Bir görevin yerine getirilmesinde yazılı kurallara veya bildirime aykırı hareket etmenin suç olarak kabul edildiğini anımsatırım.
 
Bu örneklere benzer o kadar çok madde ve yorum var ki, bunları çoğaltmak olanaklı. Amaç bunları çoğaltmak değil, birkaç örneği yeterli görüyorum. Yapılacak her yorum, uygulamaları baştan sona etkileyecektir. Bunun bilinmesinin yeterli olacağı düşüncesindeyim.
 
11 Aralık 2018  
 
IA&IO Tahsin AKTAR

Yorumlar - Yorum Yaz