• Favorilere Ekle





Suç ve Ceza

Suç ve Ceza
 
Hatalı bilgilerle yapılan öğreti nereye vardı? Şimdi ne olacak?

 Satranç ailesi, sosyal medyada, bir süredir iki kural uygulamasından söz ediyor. Uygulamayla ilgili çeşitli görüşler doğmasına karşın, kuralın nasıl uygulanacağı yönünde bir ‘tatmin’de oluşmamış. Bana e-posta yoluyla ulaşan serzenişler bunu gösteriyor. Uygulamanın doğrusunu soruyorlar. “Yapabileceğiniz bir şey yok mu?” diyorlar. Benim yapabileceğim şeyler çok sınırlı olmakla birlikte, çeşitli konulardaki makalelerle ulaştığım satranç bileşenlerinin bu yolla yeterince aydınlanmış olduğunu düşünüyorum. Yazının başlığına bakınca oluşan durum karşısında verilen cezanın yerindeliğini veya yeni bir ‘Raskolnikov’ aradığımı düşünmeyin sakın. Bu kez de, şimdilerde tartışılan, iki durumu çözümlemeye çalışacağım.
 
Madde 5.2.3 ‘Anlaşmalı Beraberlik’
FIDE Kuralları madde 5.2.3 beraberlik türlerinden birini açıklar. “En az birer hamle yapmış olan iki oyuncu, oyun sırasında aralarında anlaşırlarsa oyun berabere biter. Oyun derhal sona erer.” Bu tür beraberliğin yapılabilmesi için ’koşullu bir hüküm’ vardır. Bu koşul oyuncuların karşılıklı birer hamle yapmış olmalarıdır. Bu beraberlik türü satranç oyununun en eski uygulamalarından biridir. Maddenin diline atıfla, birer hamle yaparak beraberlikte anlaşma sağlama tartışılsa da bu yolla yapılan beraberlik kurala uygundur.

Temmuz 2017’de yürürlük kazanan maddenin yeni düzenlemesinde oyuncuların karşılıklı birer hamle yapmış olmaları koşulu getirildi. Kuralın hafızasına baktığımızda önceki sürümlerde en az karşılıklı bir hamle yapma koşuluna rastlanmaz. Ama ‘oyun sırasında’ nitelemesi öteden bu yana vardır. Zaten oyunun etiğinde oyun sırasında olmadan anlaşarak beraberlik yapılamayacağı açıktır. Siyah taşlarla oynayan oyuncunun da hamle yapmış olmasının koşul olarak getirilmesi, henüz masaya gelmeden beraberliğin kabul edilmesine engel olmak içindir. Çünkü beyaz taşlarla oynayan oyuncunun saati çalıştırıldığında oyun başlamış olacaktır. ‘Oyun sırasında’ kavramı artık geçerlidir. Öyleyse masaya gelmeden de bu beraberlik önerisi kabul edilebilir mi? Masaya gelmeden önce oyunun sonucu üzerinde anlaşmaya varmak suçtur. Böyle bir çözümlemeye olanak vermemek ve kuralı açıklıkla anlatabilmek adına yapılan bu yeni düzenleme, siyah taşlarla oynayan oyuncunun yapacağı hamle, yapılan anlaşmalı beraberliği suç oluşumunun dışına çıkarır. 
 
“Hakem turu başlatıyor. 9 yaşındaki beyaz taşlarla oynayan oyuncu e4 oynayarak rakibine beraberlik öneriyor. Ardından da hamlesini tamamlıyor. Siyah taşlarla oynayan oyuncu da rakibinin bu önerisini kabul ederek satranç saatini durduruyor. Hakem her iki oyuncuya da sıfır veriyor. (0-0) Hakem, siyah taşlarla oynayan oyuncu henüz hamle yapmadığı için oyunun başlamamış sayılacağını, yapılan anlaşmanın oyun sırasında yapılmadığını, bunun suç olduğunu söylüyor.”
 
Öğretiyle kastını aşan bir yaklaşım sergilenmiştir

Bu kararı veren masada görev yapan hakemi suçlu bulamıyorum. Çünkü uzunca bir süredir yapılan öğreti böyle. Onca öneri ve uyarılarıma karşın öğretinin bu yönde yapılmasında ısrar ediliyor olmasını anlamak da olanaklı değildir. Öyleyse, madde 5.2.3 için yapılan ‘resmi yorum’ adı altındaki açıklamaya bir bakalım yeniden.

“Yeni düzenleme ile oyun sırasında beraberlikte anlaşabilecekleri ifadesinde, oyunun ne zaman başlamış kabul edileceği netleştirilmiştir. Karşılıklı en az birer hamle yapılmadığında oyun rating hesaplamasına alınmadığı gibi, oyun başlamış da sayılmayarak anlaşmalı beraberliklere izin verilmez. Karşılıklı birer hamle yapılmadığında "oyun sırasında" kabul edilmediğine göre, oyundan önce beraberlikte anlaşılması söz konusudur. Spor branşlarında tarafların maçtan önce skor üzerine anlaşması şike olarak kabul edilir.” 
 
Anlaşılacağı gibi masada (0-0) sonucuyla verilen kararın dayanağı bu açıklamadır. Siyah taşlarla oynayan oyuncu hamle yapmadığı için oyun başlamamış olacağından oyundan önce beraberlikte anlaşıldığına hükmedilmiştir.
 
Halbuki madde 6.6 uyarınca beyaz taşlarla oynayan oyuncunun saati çalıştırıldığı anda oyun başlamış olacaktı. Öğreti bu yönde olmayınca hakemler de ‘güvenilir kaynak’ olarak gördükleri bu açıklamaya göre hareket edeceklerdir. Maddenin geniş anlatımıyla örneklerine ‘Oyun Başladı!’ başlıklı yazıda yer verilmişti.
 
Yaşanılana bakınca ortada bir yanlış öğreti sonunda alınan yanlış kararı ve kaybedilen oyunları acıyla görüyoruz ne yazık ki. Akla şu sorular geliyor ardından.
  • Öğretide, yapılan açıklamada yer aldığı biçimiyle, maçtan önce yapılan anlaşma ‘şike’ olarak adlandırıldığına göre, bu yasaklı davranış sonrası (0-0) sonucuyla mı yetinilmiştir?
  • Hakem madde 12.2.7 uyarınca görevini yerine getirmiş, FIDE etik kuruluna iletilmiş midir?
  • Şike çok ağır bir suçlamadır ve yaptırımı da o denli ağır olacaktır. 9 yaşındaki bu oyuncuların herhangi bir suçlamayla yargılanamayacakları bilinmemekte midir? (11 yaş ve daha küçük çocukların ceza ehliyeti yoktur.)
  • Şike suçlamasıyla karşılaşan çocuk yaştaki oyuncuların ‘spor gelecekleri’ konusunda nasıl bir uygulama yapılacaktır?
  • Bu ağır suçlamadan dolayı çocuk yaştaki oyuncuların psikolojik ve pedagojik sorunlar yaşayabilecekleri düşünülmemiş midir? Bu çocuk oyunculara nasıl bir destek sağlanılacaktır?
İlgililerin ve sorumluların nasıl bir yanıt vereceklerini merakla bekliyorum.
 
Buradan çıkarılacak dersler ışığında karar aslında nasıl olmalıydı?
Oyunculara, bu hamlede, bu şekilde beraberlik yapamayacakları söylenerek oyun devam ettirilmeliydi. Bu kadar. Tıpkı, madde 9.1.1 uyarınca, beraberlik için belli sayıda hamlenin tamamlanmadığı durumda beraberlik yapmak isteyen oyunculara bunun olanaklı olmadığı söylenerek oyunun devam ettirilmesi gibi. Bu düşünceye karşı çıkan açıklamalar var bir yandan. “Madde 9.1.1 örneğinde oyuncular hamle yaparak bir yere gelmişler.  Beraberlik için öngörülen hamle sınırına ulaşılmamışsa oyunun devam ettirilmesi doğru davranış. Ama burada oyun başlamış sayılmadığı için bu yönde karar verilemez.” Olacak gibi değil. İnanılmaz!
 
Hamle yapmadan saate basmak yasaktır!
 
Madde 6.2.4 ‘Satranç Saati’
Maddeyle, oyuncunun hamle yapmadan önce saatine basması yasaklanmıştır. Bu yasağın yaptırımı da başka bir maddede ayrıca düzenlenmiştir. Madde 7.5.3 uygulanacak yaptırıma yer verir. “Bu geçersiz bir hamle olarak kabul edilecek ve geçersiz hamle gibi cezalandırılacaktır.”
 
Her iki madde de kesin hükümler içerir. Maddenin dili, yaptırım uygulamada, hakeme öncelik tanıma ve takdir hakkı kullanma hakkını vermemektedir. Böyle olunca oyuncunun hangi gerekçeyle veya niyetle hamle yapmadan saatine basmasının bir önemi yoktur. Hakemin bu yöndeki uygulaması, kesin hüküm olan, geçersiz hamle gibi cezalandırmayı sağlamak olmalıdır.
 
“Rakibim daha önce geçersiz hamle cezası almıştı. Ben hamlemi yaptım saatime bastım. Rakibim o sıra etrafına bakınıyordu. Sonra birden saatinin çalıştığını gördü. Saatine bastı. Ben hakeme başvurdum. Rakibimin hamle yapmadan saatine bastığını söyledim. Rakibim ikinci kez geçersiz hamle yaptığından dolayı oyunu kaybetmesi gerekiyordu. Hakem hocamız bizi dinledi. Rakibim, hamlesini yaptığını, fakat saatini durdurmayı unuttuğunu düşünerek saate yeniden bastığını söyledi. Hakem oyunu devam ettirdi, sonra da ben kaybettim. Babam itiraz edeceğimizi söyledi. Rakibimin hamle yapmak niyetinde olmadan saate basmış olduğu, olayın, hamlenin kimde olduğu anlaşılmadan gerçekleştiği kabul edilmiş. Hakem hocamızın kararı değişmedi. Ben oyunu kaybettim.”
 
Bu olayda da hatalı bir öğretiyle daha karşı karşıyayız. Hatalı bilgilerle yapılan öğreti nereye vardı? Yukarıda değindiğim gibi, her iki madde hükmünün ve yaptırımının dilinde ve ruhunda, yaptırım uygulamada, hakeme öncelik tanıma ve takdir hakkı kullanma hakkı verilmemektedir. Masada görev yapan hakem bunu bilerek kuralı gözetecekti. Geçersiz hamleye hükmederek, oyuncu ikinci kez geçersiz hamle yapmış sayılacağından, madde 7.5.5 hükmü uyarınca oyunu bitirmeliydi.
 
İtiraz ve yanıt
İtiraz için yapılan başvuruya verilen yanıt ve varılan karar da ayrıca düşündürücüdür. Masada görev yapan hakemin kararının yerinde ve doğru olduğu düşünülüyor ve kabul ediliyorsa; 5. madde kapsamında derhal sona eren bir maç için geçmişe yönelik bir itiraz neden değerlendirilmiştir? Bu durumda itiraz için verilen karar, saate hamle yapılmadan basılma konusunda olmamalıydı. “Maç beşinci madde hükümleri doğrultusunda bitmiş olup geçmişe yönelik bir itiraz kabul edilemez.” şeklinde olmalıydı diye düşünüyorum.
 
Öğreti yanlış, buna dayalı olarak kararlar da yanlış. Suç ayrı ceza ayrı. Şimdi ne olacak?
 
27 Ocak 2019  
 
IA&IO Tahsin AKTAR
 
 

Yorumlar - Yorum Yaz