• Favorilere Ekle





Yetenek Keşfi ve Yönetimi

Yetenek Keşfi ve Yönetimi
 
“Yetenekleri yönetmek beceri ister!”
 
Yetenek kavramı birçok bilim alanının konusudur. Çocukluk çağında aileyle başlayan yetenek kavramına olan ilgi okul çağında daha da önem kazanır. Öncelikli olarak pedagoji bilim dalı tüm süreçlerde yetenek kavramıyla daha yakından ilgilenir. Yeteneği “Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, istidat, kabiliyet, kudret,” olarak tanımlamak olanaklıdır (TDK Güncel Sözlük). “Bir ya da birden çok alanda (öğrenme, bir işi yapma…) çağdaşlarından üstün ‘başarım’ (performans) gösterme ya da ‘gizil güç’ (potansiyel) sahibi olma,” biçimindeki tanım eğitim biliminde bir yaklaşım olarak ortaya konulabilir. Spor bilimindeki yaklaşıma göre de “Belli bir alanda normalin üzerinde olan, ancak henüz tam olarak gelişmemiş özellikler bütününe sahip olma,” olarak ele alınır.
 
Kalıtımsal etmenler bir sportif yeteneğin gelişmesinde önemlidir. ‘Statik Yetenek’ kavramı sportif başarının büyük ölçüde kalıtımla belirlendiğini, gelişmesininse salgı bezlerinin gelişimine bağlı olduğunu savunur. Buna göre; kusursuz ve yetkin sporcuların, en az yarısının, çocuklarının da üstün sportif yeteneklere sahip olduğu, bazı özelliklerin kalıtım yoluyla geçebildiği yapılan araştırmalarda gösterilmiştir.
 
Bireyin kalıtsal özelliklerinin geliştirilmesi ve eğitilmesiyle oluşan gizil gücü de sonradan kazanılan yeteneğidir. Aile, okul, arkadaşlar ve yaşam koşulları da eğitim sürecini etkiler. Bu anlayış ‘Dinamik Yetenek’ kavramıyla açıklanır.
 
Bireyin spora, sanata ve diğer alanlara olan yeteneği bir dizi çalışmayla belirlenir. Yetenekli sporcuya ulaşmak için sporcunun kendiliğinden ortaya çıkması beklenemez. Bu yazıda satranç sporunda üstün başarı sağlayacak sporcuların bulunması, ‘keşfedilmesi’ yollarının belirlenmesine yol gösterilecek. Yönetici ve antrenörlerin edinimlerine katkı koyarak ufuk açıcı bir kaynak oluşturulacak.
 
Yetenek ve zekâ
Yetenek, zekâ kavramıyla da sıkı sıkıya bağlıdır. Yetenek ve zekâ bir arada dikkate alındığında yaşıtlarına oranla çok sayıda farklı fiziksel, bilişsel ve sosyal-duygusal gelişimsel özelliğe sahip çocuklar ‘üstün’ olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde ‘üstün zekâlı’ ve ‘üstün yetenekli’ kavramları artık birbirinden ayrı düşünülmemektedir.
 
 Sistematik beden hareketlerinin farkındalık oluşturacak kadar becerili yapılabilmesi ‘bedensel zekâ’ gelişmişliğini gösterir. Bir ya da birden çok spor etkinliğinde başarılı olma, bir yerde uzun süre hareket etmeden duramama gibi göstergeler bedensel zekânın etkisidir.
 
Üstün yetenekli çocuklar, bu durumları öne alındığında, eğitim önceliğine sahip olmalıdır. Bu gizil gücün eğitimi önemli ve stratejiktir. Üstün yetenekli çocukların eğitiminde satranç tamamlayıcı bir eğitim aracı olarak kullanılabilmektedir.
 
Satranç sporcularında ‘matematik ve analitik zekâ’ olması, zekâsını bu yönüyle kullanması beklenir. Çözümleme becerisi, mantıksal kuramlarla uğraşma, akıl yürütme ve okuduğunu anlama özellikleriyle analitik zekâsı yüksek çocuklar, satranç sporunun da katkısıyla, okul yaşamlarında daha başarılı olur. Sporcunun matematik sorularını çözme, karşılaştırmalar ve sınıflandırmalar yapma yetenekleri gelişir.
                                                                   Keşif
Yetenek seçiminde temel hedef, sporcunun kalıtsal olarak sahip olduğu gizil gücünün antrenmanla en yüksek düzeye çıkarılmasıdır. Yetenek seçiminin ilk evresinde çocuklar arasındaki yaş farkının başarım değişikliğine neden olduğu bilinir. Yaş etkisi,
‘adolesan dönem’ (*) dikkate alındığında, ilerleyen yaşla azalır.
 
 Yetenekli sporcuların belirlenmesi spor dalının gereksinimlerine göre değişir. Bireysel bir spor dalı olan satranç sporunda sporcuların yapısal, fizyolojik, psikolojik ve motor ögelerinin (güç, dayanıklılık, esneklik…) test edilmesi gelecekteki başarımının yaklaşık olarak belirlenmesine yarar. Takım sporlarında güç, çabukluk, dayanıklılık, esneklik gibi özelliklerle birlikte teknik ve taktik yetenekleri kapsayan özelliklerin de test edilmesi gerekir. Ancak; yapılan araştırmalar gelecekte ‘elit sporcu’ olacak bir çocuğu bütünüyle tanımlayacak deneysel bir bulgu veya uygulamanın olmadığını da göstermektedir.
 
Doğal Seçim: Bu seçimde kişi rastlantı eseri bu spor dalına katılır. Ya da başka bir spor dalında başarılı olamayacağını anlayarak dal değiştirir. Böyle bir seçimde başarım yavaş olur. Büyük olasılıkla tasarladığı spor dalı seçilememiştir.
 
Bilimsel Seçim: Her spor dalının kendine has özelliği vardır. Bu özellikler öne alınarak, spor bilim insanlarının yapacağı bilimsel testlerle bireyin kendisine en uygun spor dalına yöneltilmesi sağlanır.
 
Gizil gücün eğitimi
Kusursuzu yapma arzusu, beceri düzeyi, yaratıcılık ve güdülemeyle ilgi düzeyi birlikte değerlendirilmelidir. Fizyolojik, psikolojik, sosyolojik ve teknik beceri ölçümleri belirlenir. Gelişim sürecinde de belirli aralıklarla izlenir. Uluslararası başarıya aday sporculara ek rehberlik ve destek verilir. Uygun öğrenme ve eğitim ortamları oluşturulur. Özendirilen sporcular kendi gizil gücünü satranç dalında geliştirerek sergileyebilecektir.
 
Yetenek sporcunun gelişiminde tek başına yetmez. Ona eşlik edecek ‘tutku’ da gereklidir. Satranç sporuna karşı ilgi, tutku yoksa tek başına yetenekli olmak sporcunun ilerlemesini, gelişimini sağlamayacaktır. Sporcu her gün saatlerce satranç tahtası önünde çalışabiliyorsa bu tutku sayesindedir.
 
Yetenek seçimi ve geliştirme: Uluslararası düzeyde başarılı olacak sporcuları yetiştirmek için yetenek seçiminin erken yaşlarda yapılması gerekir. Bu iş uzmanlık gerektirir, zor ve karmaşık bir iştir. Çocuğun hangi alanda yetenekli olduğu ilgi alanına göre de anlaşılabilecektir. Bu alandaki gizil gücü diğerlerinden daha erken dönemde ortaya çıkmaktadır. Yetenek seçiminde antrenörün gözlemleri önemlidir. Bireyin yeteneği spor bilim insanlarının özel test ölçümleriyle belirlenecektir.
Yetenekli sporcu;
  • Başarım yeteneğini geliştirme çalışmalarında daha başarılıdır.
  • Daha çabuk öğrenir.
  • Edinimlerini başarısını arttırmak için kullanır.
  • Ödevlerini başarıyla yerine getirir.
  • Sorunları kolayca çözer.
  • Kendini tamamen spora adar.
  • Çalışkan ve hırslıdır. Sistematik şekilde çalışır.
  • Riski göze alabilir.
  • Başarısızlıklar karşısında gücünü kaybetmez.
Anne ve baba / aile etkisi
 Çocuklarda yetenek keşfi için anne ve babanın etkisi çok önemlidir. Her çocuk farklı bir gizil güçle doğar.Başarı ve sağlık için bu gizil gücün dışarıya çıkarılması gerekir. Aile bunun için ortam hazırlamalıdır. Çocuğun sanat ya da spor alanında yeteneğinin olduğunu görebilmek için onun bu ortamlarla buluşturulması, konserlere, spor karşılaşmalarına, sergilere götürmesi, çalgı aletleri, spor araç gereçleriyle karşılaşması gerekecektir.
 
Ailenin çocuktaki yeteneği belirlemedeki etkisinin yanında onu bu alanda desteklemesi de çok önemlidir. Başarımın sürdürülebilir olmasında ya da belli bir düzeye gelmesinde en önemli etmen ailenin çocuğu güdülemesidir.
 
Aile çocuğun eğilimlerini gözlemler ve bir deneyim oluşturur. Çocuğun gerçekten neye eğiliminin olduğunu böylece fark eder. Bu eğilimi görerek onu ‘ustasına’ teslim eder. Eğilim, ustanın eliyle, yetenek ortaya çıkar. Araştırmacılar ailenin etkisini bu bilgilerle ortaya koymaktadır.
 
Bilim insanları, ailelerin objektif bakabilmesinin çok önemli olduğunu, kendi görmek istediklerini değil de, çocuğun başarımının ne ölçüde olduğunu görebilmelerini, böylece çocuktaki gizil gücü daha doğru saptayabilme olasılığının olduğunu söylerler.
 
Antrenör etkisi
 Antrenörlerin değerleri, tutumları ve davranışları sporcuları etkiler. Antrenörlerin bu durumlarıyla yetenek seçimi sürecinin en önemli rolünü oynar. Sporcunun aldığı spor eğitimiyle mutlu olma düzeyi ve çalışmalara katılmada gösterdiği süreklilik antrenörünün etkisiyle ortaya çıkar. Bu da sporcunun yüksek başarım göstermesini sağlar. Yetenekli sporcularla çalışan antrenörlerin çalışma etkinliği de artar.
 
Çocuğa serbest alan tanımanın önemli olduğu, serbest oyun ortamındayken içinden geldiği biçimde hareket ettiği, kendi isteğiyle nereye yöneldiğinin bu yolla görülebileceği yine bilim insanlarınca ortaya konulmaktadır. Antrenörler bu süreci dikkatle izlemelidir. Okuldaki öğretmenin antrenörlere bu süreçteki katkısını da unutmamak gerekir.
 
Satranç sporu üzerine çalıştığımıza göre; çocukların okul öncesi dönemde temel motor becerileri ve satranç sporuna yönelik becerileri eğitim süreçlerine katılmış olması gerekecektir. Antrenörlerin bu yaş düzeyindeki çocuklarla çalışabilecek bir edinime sahip olmaları onların yararına olacaktır. Çocukların duyguları, davranışları, düşünceleri ve olaylara bakışları yetişkinlerden çok çok farklılık gösterecektir. Bu yönüyle bakıldığında antrenörlerin eğitim süreçlerinde ‘çocuk psikolojisi’ üzerine bir sertifika programına katılmaları son derece yararlı olacaktır.
Yönetim
Bazen sporcu ne kadar yetenekli olursa olsun, olanaklar ve bulunulan ortam yetersiz ya da bir ölçüye kadar dayanmışsa sporcu daha ne yapabilir ki? Burada bütün iş yöneticilere düşer. Yetenekleri yönetmek beceri ister. Bu iş stratejik bir planlamadır. Federasyonumuzun vizyonu ve hedefleri doğrultusunda doğru antrenörleri arayıp bularak elit sporcu yetiştirme yolunda temel adım atılmış olacaktır. Sporcu ve antrenörlerin başarımlarını izleyerek gelişmelerine yardımcı olmak, onlara eğitim vermek temel yetenek yönetimidir.
 
 Yetenekli sporcuların yönetiminde federasyonumuzun tüm yönetim kademelerinin işin içerisinde yer alması gerekir. Özellikle ilk yöneticinin destek, ilgi ve kontrolüne gerek duyulur. Sporu bilen yetkin bir yönetici; yetenekli sporcuyu bulur, ona odaklanır, onun yeteneğini geliştirir ve sonunda bu yeteneğin başarıma evrilmesini sağlar.
 
Başarının sürdürülebilir olmasını isteyen yöneticiler için yetenek yönetimi bir zorunluluktur. Başarı hedeflerine ulaşabilmek, büyümek, rol model olabilmek ve federasyonumuzun değerini artırabilmek için uzun süreli, disiplinli ve sistemli bir çalışma gerekecektir.
 
Son olarak; yetenekli sporcuyu aramaktan vazgeçmemek gerekir. Sporcuların fark edilememiş güçlü yanları olabilir. Bunun keşfedilmesi gerekecektir. Kimi zaman da daha geniş ve farklı açılardan bakılması gerekebilir. Farklı görüşlere, ikinci bir göze gerek duyulabilir.  Yeteneğin izini sürmek, peşini bırakmamak en doğru yol olacaktır.
 
(*) Adolesan dönem: Kızlarda 10, erkeklerde 12 yaşında başlayan ve ortalama 5 yıl süren ergenlik, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi.
 
7 Ocak 2023
 
IA&IO Tahsin AKTAR
 
Kaynaklar
Prof. Dr. Sedat MURATLI / ‘Yetenek Seçimi’/ İstanbul Üniversitesi
Prof. Dr. Timur GÜLTEKİN / ‘Yetenek Seçimi’/Ankara Üniversitesi
TBMM Meclis Araştırma Komisyonu Raporu / 24. dönem, 3. yasama yılı, S. sayısı 427
Prof. Dr. Dilek SEVİMLİ / Yetenek Geliştirme Sürecinin Yönetimi / Çukurova Üniversitesi
Dr. Bahar ERİŞ / ‘Yetenek Keşfinde Anne Babanın Rolü’

Yorumlar - Yorum Yaz